Minneapolis doğası, sosyal yaşamı, insanları ve tarihi güzellikleriyle gezilip görülmesi gereken yerler arasında yer almaktadır. Çok canlı bir kültüre sahip olan Minneapolis, birbirinden farklı kuruluşlarında genel merkezlerini üzerinde barındırmaktadır. Kozmopolit bir yapıya sahip olan şehir Amerika’nın oldukça renkli öğrenci şehirlerinden bir tanesidir. Minneapolis’te nereler gezilmeli gelin hep beraber görelim.
Walker Art Gallery
Ortalama her yıl yedi yüz bini bulan ziyaretçi sayısıyla Walker Art Gallery, ilk zamanlarına kişisel sanat galerisi olarak 1879 yılında başlamıştır. Şehrin ve ülkenin önemli galerilerinden biri haline gelmiştir. İçerisinde bulunan 13 bin çağdaş sanat eseri görülmeye değer çalışmalar arasında yer almaktadır. Galerinin ilerleyen yıllarında içerisine mimarlar tarafından mağaza, tiyatro ve restoran bölümleri de eklenmiştir. Sanata ilginiz varsa eğer Minneapolis’e geldiğinizde mutlaka burayı ziyaret etmelisiniz. Pazartesi günleri hariç her gün ziyaret edebileceğiniz galeriyi; 11.00-17.00 saatleri arasında gezme imkânı bulabilirsiniz. Galerinin ücretleri indirimli 9, tam ise 11 dolardır.
Minnehaha Park
Her yıl sekiz yüz elli binlik ziyaretçi sayısıyla ilgi alanı olan park, 1883 yılında Horace Cleveland tarafından Missisipi Nehri kıyısında konumlandırılmıştır. Şehir halkının ve turistlerin oldukça ilgi gösterdiği yerlerin başında gelen park şelaleleri, heykelleri ve tertemiz doğası ile bir hayat kaynağı olarak görülmektedir. Amerika’nın askeri karargâh olarak da kullanmış olduğu bir yer olan Minnehaha Park, günümüzde huzur veren doğasıyla her gelenin mutlaka görmesi gereken yerler arasındadır.
Lake Calhoun
Minneapolis’e geldiğinizde mutlaka görmek isteyeceğiniz yerler arasında yer alan bu göl, harika manzarası ve huzur veren doğasıyla keyif alacağınız yerler arasında olacaktır. Birbirinden harika ağaçların bulunduğu, çiçeklerin eşsiz kokular bıraktığı bu doğa harikası 162 hektarlık bir alan üzerinde yer almaktadır. Yaz aylarında gölün canlılığı artmakta ve bisiklet sürenlerin yanında, yürüyüş yapanlar, ağaçların altında dinlenenlere oldukça sık rastlayacaksınız. Birçok konser ve çeşitli etkinliğinin de yaygınca olduğu gölde eğlenceli ve keyifli zamanlar geçireceksiniz. Girişinde herhangi bir ücret ödenmezken, konserlerin veya aktivitelerin olması durumunda cüzi rakamlar alınmaktadır.
Mill City Museum
Amerika’da önemli görülen bir yerlerden olan Fabrika Şehri Müzesi 2003 yılında hizmete açılmıştır. 1800’lü yıllarda un fabrikalarının geneli hakkında bilgiler veren müzede bugün sanayileşmeyle birlikte birçok materyale de yer verilmektedir. Olur da gezinizin bir parçasını buraya ayırmak isterseniz Pazartesi günleri hariç her gün ziyaret edebilirken, tam bilet 12, indirimli bilet ise 10 dolardır.
Washburn Park Su Kulesi
1939 yılında Mimar Harry Wild Jones tarafından inşa edilen yapı, 20. Yüzyılın en önemli mimarileri arasında yer almaktadır. Eşsiz bir görüntüye sahip olan yapı, bölgenin en yüksek yerine yapılmıştır. Modern hidro-mühendislik çalışmalarının olduğu kulenin etrafında ise harika heykeller yer almakatadır. Minneapolis’e geldiğiniz uğramanız gereken yerler arasındaki listede mutlaka olmalıdır.
İsveç Kültür Evi
1910 yılında inşa edilmiş olan kültür evi, harika mimarisiyle dikkatleri üzerine çekmektedir. Estetik duruşuyla birçok sanatsal faaliyete hizmet eden kurum 1971 yılında kapılarını açmıştır. Birçok dönem resim ve çeşitli sanat sergilerinin yer aldığı müzede, canlı performans etkinlikleri de düzenlenmektedir. Minneapolis’e geldiğinizde uğramanız gereken yerler arasında mutlaka olmalıdır. Pazartesi günlerinde kapalı olan müzeye diğer günler 08.30-17.00 saatlerinde, Çarşamba günlerinde ise 08.30-20.00 saatlerinde ziyaretçilere açıktır. Kültür Evi’ne giriş için ödeyeceğiniz ücret tam 10, indirimli ise 5 dolardır.
Weisman Sanat Müzesi
Mimar Frank Gehry tarafından inşa edilmiş olan sanat müzesi, yemyeşil bir alanın ortasına inşa edilmiştir. Oldukça sürrealist bir çalışmanın eseri olan müze içerisinde çağdaş birçok esere ev sahipliği yapmaktadır. Şehrin merkezinde olan bu köklü sanat yuvasına dilerseniz otobüs veya tramvay ile ulaşma imkânına sahipsiniz. Müzeye Salı, Perşembe ve Cuma 10.00-17.00 saatlerinde, Çarşamba günü 10.00-20.00, hafta sonlarıysa 11.00-17.00 saatlerinde ücretsiz ziyaret edebilirsiniz.
Saint Merry Bazilikası
Bir Katolik Kilisesi olarak bilinmekte olan Saint Merry Bazilikası, 1907 yılında inşa edilerek 16. ve 17. Yüzyılın önemli eserleri arasında yerini almıştır. Tarzının Neoklasik olarak inşa edilmesi ile dikkat çekiyor ve içerisindeki olağanüstü renkli vitraylarla da görsel bir şölen oluşturulmuştur. Amerika Birleşik Devletlerinin ilk bazilikası olma özelliğini taşıyan yapı, her açıdan şehre gelenlerin oldukça ilgisini çekiyor ve yoğun bir ziyaret alıyor. Minneapolis’te görülecek yerler arasında olan bazilikayı hafta içi 06.30-17.00, Cumartesi 08.00-18.30 ve Pazar günü ise 06.30-19.30 saatlerinde ziyaret edebilirsiniz.
Minneapolis Heykel Bahçesi
Ortalama olarak 45 hektarlık bir alan üzerine kurulmuş olan heykel bahçesi Amerika’nın sıra dışı mekânları arasında yer almaktadır. Öyle ki ülkenin hatta dünyanın birçok yerinden burayı ziyarete gelenler doldurmaktadır. İçerisinde yer alan onca heykel arasından en meşhur olanı kiraz heykelidir. Önünde en çok fotoğraf çekilen heykel olmasının yanında tasarımıyla da göz doldurmaktadır. Yerinde sabit olarak kalan heykellerin yanında, çoğu zaman yerleri değiştirilmektedir. Şehrin en turistik yeri olmasının yanında, en renkli olduğunu da söyleyebilirim. Huzurlu yönüyle sizi alıp götürecek olan bu bahçeyi her gün 06.00-22.00 saatleri arasında hiçbir ücret ödemeden keyifle dolaşabilirsiniz.
Minneapolis Sanat Enstitüsü
Kentin ilgi gören bir diğer yerlerinden olan Minneapolis Sanat Enstitüsü, 32 bin metrekare alan üzerine inşa edilmiştir. Şehre gelen turistlerin uğrak yerlerinden biri haline gelen enstitü, konum olarak merkezde olmasından dolayı ulaşım anlamında büyük kolaylık sağlamaktadır. Yağlı boya tablolar, fotoğraflar ve baskı resimlerin yer aldığı enstitüye hiçbir ücret ödemeden girebilirsiniz. Pazartesi günleri kapalı olan enstitüyü Perşembe ve Cuma günleri 10.00-21.00 saatlerinde, diğer günler ise 10.00-17.00 saatleri arasında dolaşabilirsiniz.
Resmi Tatiller
Otobüs
Minneapolis’in otobüs ağı oldukça yaygındır ve şehri otobüs ile dolaşmak isteyenler hiç zorlanmadan yolculuk edebilirler. Her noktaya giden şehir otobüslerinin ücreti tek kullanımlık 2,25 dolar, haftalık ise 22 dolardır. Haftalık bilet almak sizler için daha kârlı olacaktır.
Tramvay
Kentin en önemli ulaşım ağlarından bir tanesi de tramvaydır. Blue Line ile Green Line olarak ayrılmış olan hatlar ile Downtown ile Dowtown-Airport arasında gidip gelebilirsiniz. Ücretlendirme sistemi otobüslerde olduğu gibi tek bilet 2.25 dolar, haftalık bilet ise 22 dolardır.
Taksi
Yeşil ve beyaz renklerde iki tip taksisi bulunan Minneapolis’te, taksileri de büyük bir güvenle kullanabilirsiniz. Taksimetrelerin açılış rakamı 3,50 dolar olarak sabitken, bu rakam kilometre başına 1,55 dolar artmaktadır.
Minneapolis’te alışveriş yapmak insanlar için bir tutku haline gelmiştir. Aradığınız her şeyi burada bulmak sizler için zor olamayacaktır. Buradaki en önemli alışveriş yerlerinden biri olan Downtown ile Uptown tüm ihtiyaçlarınıza cevap verecek alternatifleri barındırmaktadır. Özellikle bölgenin büyük ilgi görmesi sebebiyle sizlere tavsiyem, fiyatını sorduğunuz bir ürünü hemen almak yerine başka yerlere de fiyat sormanız, çünkü grup halinde yapılan gezilerde çok yüksek fiyatlar çekilebiliyor. AVM kültürünün yaygın olduğu Minneapolis’te merkezde bulunan alışveriş merkezlerini dilerseniz ziyaret edebilirsiniz.
Minneapolis öğrencileriyle ünlü olduğundan dolayı gece hayatı da bir o denli renklidir. Herkesin ihtiyacına göre eğlence alternatifi sunulmaktadır. Haftanın bitmesiyle birlikte Cuma günün gecesiyle barlar, kafeler ve gece kulüpleri insan kaynamaktadır. Eğlenmek için gitmeniz gereken bölgelerle ilgili tavsiye verecek olursam; Uptown, Warehouse Discrict, Northeast önemli eğlence bölgeleridir. Çoğunlukla sakinliği ile bilinen Minneapolis, yaz aylarının gelmesi ve turist akınının oluşmasıyla canlı, rengârenk bir hale bürünmektedir. Alman, İngiliz ve İrlanda mekânlarının bulunduğu kentte özellikle şarap ve biraları mutlaka denemelisiniz. Keyifli bir an yaşamak ve tatilin tadını çıkarmak için şu mekânlara da mutlaka uğramalısınız.