Her yaştan insanı eğlendirebilecek bir anlayışa ve kültüre sahip olan Indianapolis şehri, birbirinden farklı alternatifleriyle herkese çeşitli imkânlar sunmaktadır. Nehir kenarlarında yürüyüş yapıp, bisiklet sürebilir, harika bir parkın içerisinde çimenler üzerine serilip güneşin tadını çıkarabilir veya sanat galerileri ile müzeleri dilerseniz gezebilirsiniz. Amerika’nın çeşitli renkleri barındırdığı bu özel şehirde nereler gezilmeli gelin birlikte tanıyalım:
Children’s Museum of Indianapolis
Hem çocukların hem de yetişkinlerin gitmekten keyif alacağı bir yer burası. Sanat, kültür, bilim ve insanlık adına yapılmış olan ne varsa hepsini öğrenme fırsatı sunan müze harika bir gün geçirmeniz için her imkânı sunuyor sizlere. Toplam beş kattan oluşan müzede çocuklar delicesine zıplayıp oynayarak nasıl mutlu olacaklarını öğreniyorlar. Neredeyse binden fazla eserin yer bulduğu müzede, dinozor fosillerini inceleyecek, interaktif uzay yolculukları yapacak ve yeni keşiflerle ufkunuzu açacaksınız. Giriş ücretlerinin günlerine göre değiştiği müzeyi dolaşmak isterseniz eğer en düşük 12 dolar, en yüksek ise 35 dolar ödeyeceğinizi bilmekte fayda var ama her ayın ilk Perşembe günü giderseniz bu koca dünyayı sadece 5 dolara gezebileceksiniz.
White River State Park
Eşine pek az rastlanır parklardan biri olan White River ABD’nin tek devlet parkı olma özelliğini taşıyor. Yerli ve yabancı birçok misafir ağırlayan bu park kültürel cazibesinin yanında yemyeşil alanlarıyla keyifli bir ortam sunmaktadır. Parkın içerisinde çeşitli etkinliklerin düzenlenmesinin yanında bisiklet veya bot kiralayabilir gezintilere çıkabilirsiniz.
Indianapolis Hayvanat Bahçesi
Şehrin tam göbeğinde yer alan hayvanat bahçesi 64 dönüm üzerine kurulmuş olan devasa bir alandır. İçerisinde aynı zamanda hem bir botanik bahçesi hem de akvaryum yer almaktadır. 1964 yılında hizmet vermeye başladığı dönemden itibaren ortalama 1 milyon ziyaretçiyi misafir etmiştir. Oluşturulmuş olan atmosferle birlikte kendinizi bir an Afrika’da hemen ardından Asya’da hissetme olanağınız muhtemel olacaktır. Arzu ettiğiniz an okyanusların canavarı köpekbalıklarına dokunma imkânı bulabilir veya aslanlarla yan yana yürüyebilirsiniz. Geçireceğiniz bu olağanüstü günün fiyatına gelecek olursak yetişkinler 33 dolar, çocuklar ise 28 dolar ödeyerek giriş yapabilirler.
Canal Walk
1800’lü yılların başında inşa edilmiş olan Canal Walk şehrin merkezinde yerli yabancı herkesin uğrak noktalarından biri halindedir. Kentin sahili olarak görülen kanalda yürüyüş ve spor yapanlara, bisiklet sürenlere sıkça rastlayabilirsiniz. İnsanı heyecanlandıran harika bir atmosferi olan kanalda keyifli anlar yaşayabilirsiniz.
Crown Hill Cemetery
1863 yılında 555 dönüm üzerine kurulmuş olan mezarlık ABD’nin en büyük 3.mezarlığıdır. Mezarlık ifadesi sizlere her ne kadar soğuk gelse de bu mezarlığın eşsiz doğası içinde insanlar piknik yapmakta ve hafta sonlarını burada değerlendirmektedirler. 200 binden fazla insan Crown Hill’de yatmaktadır. 1885 yılında yapılmış olan muazzam Gotik kapısı ise görenleri büyülemektedir. Mezarlığı dolaşmak veya farklı bir etkinlik yapmak isterseniz hiçbir ücret ödemenize gerek yoktur ancak yapılan özel ve halk turlarına dâhil olmak isterseniz bunların ücretli olacaklarını söylemek istiyorum.
Indianapolis Motor Speedway Museum
Antika araba meraklılarının koşarak gideceği yerlerden biri olan Motor Speedway Museum, dünyanın en harika koleksiyonlarına sahip bir yerdir. Dünyanın dört bir yanından çeşitli otomobillerin sergilendiği müze her yıl binlerce yerli yabancı turisti ağırlamaktadır. Indianapolis’e gelenlerin mutlaka gelip görmeleri gereken bir yer olan bu müzeye giriş yetişkinlere 10 dolar, 15 yaşından küçüklere ise 5 dolardır.
Soldiers & Sailors Monument
1887 ile 1902 yılları içerisinde Bruno Schmitz tarafından inşa edilmiş olan bu anıt şehrin en önemli simgelerindendir. Anıtın yapılma amacı ise Amerikan iç savaşı döneminde kahramanlıklarıyla ülkeye hizmet eden gazileri onurlandırmaktır. Diğer bir yanında ise Amerikan Devrim Savaşı’nda hizmet eden Indiana askerlerine övgüdür. Etrafı çeşmeler ile örülmüş olan bu anıtın önünde oturup zaman geçirebilir veya fotoğraf çekip hatıra olarak saklayabilirsiniz.
Victory Field
2. Dünya Savaşı zaferinden ismini almış olan stat, 14 bin kişilik harika bir atmosfere sahiptir. 1996 yılında inşa edilmiş olan stat görülmesi gereken tesislerin arasında yer almaktadır. Bağımsızlık günlerinde stat önlerinde yapılan ve içerisini dolduran canlı performanslar hayranlık uyandırmaktadır. Ortalama olarak inşasına 20 milyon dolar harcanan yapıyı hafta içinde 09.00-17.00 saatlerinde ziyaret edebilirsiniz.
Indianapolis Sanat Müzesi
152 dönüm üzerine kurulmuş olan Indianapolis Sanat Müzesi, içerisinde ortalama 50 binden fazla sanat eserine ev sahipliği yapmaktadır. Asya, Afrika sanatına dair birçok özel esere de bu müzede yer verilmektedir. Japon resimleri, seramikler, çağdaş sanat koleksiyonları sizleri büyülemeye yetecektir. Özellikle binanın dışındaki bahçelerde keyifli anlar yaşayabilirsiniz. Indianapolis’e geldiğinizde burayı görmek isterseniz eğer yetişkinler 18 dolar, gençler ve çocuklar ise 10 dolar ödüyorlar.
Resmi Tatiller
Otobüs
Indianapolis’in ulaşım alternatifleri oldukça fazladır ve bir yere yapacağınız yolculuk için zorluk yaşamazsınız. Şehir merkezinden birçok noktaya otobüsleri kullanarak yolculuk edebilirsiniz. Otobüslerin tek gidiş yön bilet fiyatı 1,75 dolardır ama günlük bilet aldığınız takdirde 4 dolar ödeyerek gün boyunca otobüsleri sınırsız kullanabilirsiniz. Haftalık biletin fiyatı 20, aylık biletin fiyatı ise 60 dolardır.
Tren
Raylı sistemlerinin adı Amtrak olan Indianapolis’te şehirlerarası en büyük ulaşım ağıdır. Haftada üç kez hem Chicago hem de New York’a seferler yapılmaktadır. Ortalama oyun binden fazla insanın kullanmış olduğu Amtrak ile seyahat planlamanızı da yapabilirsiniz.
Indianapolis 1995 yılından itibaren harika bir dönüşüm yaşayarak büyüleyici bir kent haline geldi. Dünya tarafından tanınmakta olan büyük markalar buradaki alışveriş merkezlerinde mağazalarına yer verdiler. Şehrin iki alışveriş merkezi bulunmaktadır bunların ilki ve en büyüğü Circle Centre Mall bir diğeri ise Fashion Mall’dır. Kapalı ortamlardan haz etmeyenlerin ver her ne olursa olsun açık havada gezmek isteyenlerin tercihi Broad Ripple Village tam size göre bir yerdir. Birçok bar, butik ve dükkânın yer aldığı bu bölgede zengin alışveriş seçenekleri bulabileceksiniz. 1886 yılından beri düzenli olarak kurulmakta olan City Market ise tarihi pazarlardan bir tanesidir. Aradığınız tüm taze ve organik gıdaları buradan tedarik etme olanağı bulabilirsiniz. Her bölgenin kendine özgü alışveriş ve müzik kültürü bulunurken, gezip gördüğünüz her yer size farklı bir atmosfer yaşatacaktır. Ayrıca mutlaka gidip görmeniz gereken alışveriş merkezlerinden bazıları da şunlardır;
Birçok kişi tarafından beğenilmiyor olsa da bence hâlâ aktif ve canlı bir gece hayatına sahip şehirlerden biridir burası. Birbirinden keyifli partilerin yapıldığı, kokteyllerin hazırlandığı ve DJ performanslarının yer aldığı şehirde hayli fazla alternatif bulacaksınız. Red Room şehrin önemli yerleri arasında yer almaktadır. Broad Ripple bölgesinde bunun gibi birçok özel içkiyi tadabileceğiniz harika mekânlar bulursunuz. Kadınların bazen tercih ettiği mekânlardan olan Metro bir gay-friendly yerlerden bir tanesidir. Bu tarz mekânların bir diğer ismi ise Greg’s’tir. Biraz farklı bir tarzı olsun, ilginç deneyimler yaşamak istiyorum diyenlerdenseniz eğer Subterra Lounge şehrin yeraltı kulübüdür. Dans, müzik, içki, bitmeyen eğlence ve harika DJ performansları burada sizi bekliyor olacaktır.